- söz anlamak
- to be reasonable
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
dilinden anlamak — 1) bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anlamak 2) mec. söz konusu olan şeyin özelliğini bilmek Bunda yenilmiş, içilmiş bir şey yok ya! Sen onun dilini de anlarsın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
leb — is., esk. Daha söze başlanırken ne denmek istenildiğini çabucak anlamak anlamındaki leb demeden leblebiyi anlamak deyiminde geçen bir söz Doğrusu leb demeden leblebiyi anlarmışsınız, demek ister. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Hanya — is., öz. Bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek, akıllanmak anlamındaki Hanyayı Konyayı anlamak (veya bilmek, görmek) deyiminde geçen bir söz Tekrar ediyorum, sende eşeleyici bir zekâ var. Er veya geç Hanyayı Konyayı anlayacaksın. O … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakalamak — i 1) Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. R. H. Karay 2) Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek 3) Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak Bu defa Tevfik i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİNBAT — Bir söz veya bir işten gizli bir mânâyı meydana koymak. * Müçtehid veya büyük bir âlimin gizli bir mânâyı içtihadı ile meydana çıkarması. * Bir mes eleyi derin tetkik ile meydana çıkarması. * Bir mes eleyi derin tetkik neticesinde kaynaklarından… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük